Bir insanı sevebilmek...
Aşkla, heyecanla sevebilmek...
Sevmeyi sonsuza uzatabilmek...
Ona sırtını güvenle yaslayabilmek...
Tam anlamıyla güvenebilmek...
Bir tek gün bile şüphe duymadan yaşayabilmek...
O huzuru, o sonsuz mutluluğu yürekte hissedebilmek...
Yanınızda olduğu her an ''Çok Şükür'' diyebilmek...
Her gün yeniden aynı şevkle, umutla uyanabilmek...
Hepimizin istediği bu değil mi?
Hepimiz bunu aramıyor muyuz?
Bunu beklemiyor muyuz?
Böyle birinin varlığını istemiyor muyuz?
Ama yok öyle değil mi, çoğumuzun hayatında böyle biri yok.
Bunun nedenini düşündüğümüz zaman genellikle başkalarını suçlayıp çıkıyoruz
işin içinden.
Biz sütten çıkmış ak kaşık ama başka herkes kötü, herkes yalancı, herkes
berbat, herkes aldatan, herkes neyse ne işte...
İyi de o herkesin içinde biz de varız, bunu düşündünüz mü?
Yani bir başkasını herkesin içinde.
Yani bir başkası kendisinin iyi olduğunu ve diğerlerinin kötü olduğunu
düşünüyor ya...
İşte o diğerlerinden biri de biziz.
Sonuç olarak biz kendimize iyiyiz sadece, başkasına kötü olabiliriz.
O halde hayatımızda bir kez olsun itiraf edelim kendimize, eğer hayatımızda
öyle biri yoksa bunun sorumlusu biz olabiliriz.
Bizim korkularımızdır asıl neden.
Çünkü sevmekten korkuyoruz. İncineceğiz diye, acı çekeceğiz diye korkuyoruz.
Ama asıl büyük acının kendimizi mahkum ettiğimiz o sonsuz yalnızlık olduğunu
bilmiyoruz.
Korktukça yalnızlaşıyoruz. Ne kadar çok korku, o kadar uzun yalnızlık...
Korku aşkın da sevginin de düşmanıdır. Size aşk bahçesinin dikensiz olduğunu
söylemiyorum.
Elbette aşk hüznü de acıyı da barındırıyor. Ama siz o bahçeye girmekten
korkarsanız, yukarıda sözünü ettiğim sonsuz huzuru asla bulamazsınız.
Aşkta yaşayabileceğiniz tek korku, ''kaybetme korkusu'' olmalı. Ki o da
zaten aşkın olmazsa olmaz koşullarındandır. Kaybetmekten korkmadığınız
birine zaten aşık değilsinizdir.
Sözün özü, sevmekten korkmak, yaşamdan korkmaktır. Çünkü sevmek hayatın
anlamıdır. Anlamı olmayan bir hayat, yaşanmamış demektir. Kendimizi ''Ben
iyiyim, herkes kötü'' diye kandırmak yerine hemen şimdi aşkın bahçesine
doğru ilk adımı atalım. Biraz üzülseniz de, biraz acı çekseniz de sonrası
kendiliğinden gelir. Hayatta hiç hiçbir şey kolay olmuyor ki, aşk kolay
olsun...
Aşkla, heyecanla sevebilmek...
Sevmeyi sonsuza uzatabilmek...
Ona sırtını güvenle yaslayabilmek...
Tam anlamıyla güvenebilmek...
Bir tek gün bile şüphe duymadan yaşayabilmek...
O huzuru, o sonsuz mutluluğu yürekte hissedebilmek...
Yanınızda olduğu her an ''Çok Şükür'' diyebilmek...
Her gün yeniden aynı şevkle, umutla uyanabilmek...
Hepimizin istediği bu değil mi?
Hepimiz bunu aramıyor muyuz?
Bunu beklemiyor muyuz?
Böyle birinin varlığını istemiyor muyuz?
Ama yok öyle değil mi, çoğumuzun hayatında böyle biri yok.
Bunun nedenini düşündüğümüz zaman genellikle başkalarını suçlayıp çıkıyoruz
işin içinden.
Biz sütten çıkmış ak kaşık ama başka herkes kötü, herkes yalancı, herkes
berbat, herkes aldatan, herkes neyse ne işte...
İyi de o herkesin içinde biz de varız, bunu düşündünüz mü?
Yani bir başkasını herkesin içinde.
Yani bir başkası kendisinin iyi olduğunu ve diğerlerinin kötü olduğunu
düşünüyor ya...
İşte o diğerlerinden biri de biziz.
Sonuç olarak biz kendimize iyiyiz sadece, başkasına kötü olabiliriz.
O halde hayatımızda bir kez olsun itiraf edelim kendimize, eğer hayatımızda
öyle biri yoksa bunun sorumlusu biz olabiliriz.
Bizim korkularımızdır asıl neden.
Çünkü sevmekten korkuyoruz. İncineceğiz diye, acı çekeceğiz diye korkuyoruz.
Ama asıl büyük acının kendimizi mahkum ettiğimiz o sonsuz yalnızlık olduğunu
bilmiyoruz.
Korktukça yalnızlaşıyoruz. Ne kadar çok korku, o kadar uzun yalnızlık...
Korku aşkın da sevginin de düşmanıdır. Size aşk bahçesinin dikensiz olduğunu
söylemiyorum.
Elbette aşk hüznü de acıyı da barındırıyor. Ama siz o bahçeye girmekten
korkarsanız, yukarıda sözünü ettiğim sonsuz huzuru asla bulamazsınız.
Aşkta yaşayabileceğiniz tek korku, ''kaybetme korkusu'' olmalı. Ki o da
zaten aşkın olmazsa olmaz koşullarındandır. Kaybetmekten korkmadığınız
birine zaten aşık değilsinizdir.
Sözün özü, sevmekten korkmak, yaşamdan korkmaktır. Çünkü sevmek hayatın
anlamıdır. Anlamı olmayan bir hayat, yaşanmamış demektir. Kendimizi ''Ben
iyiyim, herkes kötü'' diye kandırmak yerine hemen şimdi aşkın bahçesine
doğru ilk adımı atalım. Biraz üzülseniz de, biraz acı çekseniz de sonrası
kendiliğinden gelir. Hayatta hiç hiçbir şey kolay olmuyor ki, aşk kolay
olsun...
Cuma Haz. 05, 2015 2:51 pm tarafından ATTILA1983
» TARIK YİĞİT AŞK ŞİİRİ
Cuma Haz. 05, 2015 2:32 pm tarafından ATTILA1983
» HALİM
Ptsi Mart 16, 2015 8:57 pm tarafından 28yasin28
» biraz cesaretli olsanda beni sevdiğini söylesen hiç kimseden korkmadan
Ptsi Mart 16, 2015 8:35 pm tarafından 28yasin28
» bilmiyorum
Salı Mayıs 27, 2014 6:54 pm tarafından xlxllord
» umut
Paz Ara. 01, 2013 11:32 pm tarafından iizzkk
» Gözlerimden anla
Cuma Kas. 08, 2013 1:13 am tarafından meftun
» Gözlerimdeki darağacı
Ptsi Eyl. 16, 2013 2:29 am tarafından DeadWriter
» Merhaba
Ptsi Eyl. 16, 2013 2:28 am tarafından DeadWriter
» Özledim Seni - Can Yücel
Paz Şub. 17, 2013 6:19 pm tarafından cevat köksal
» Yazım hayatımın başlangıcı
Perş. Ocak 31, 2013 3:07 pm tarafından profeN28
» Ölmez ******
Cuma Ocak 25, 2013 1:57 pm tarafından cevat köksal
» ellerimi tut
Cuma Ocak 25, 2013 1:53 pm tarafından cevat köksal
» Merhaba :)
Çarş. Ocak 23, 2013 6:53 pm tarafından Allegria
» 23 MART 2012 DUYURU
Perş. Ocak 10, 2013 1:42 pm tarafından cevat köksal
» MURADA ERMEDİM
Ptsi Ocak 07, 2013 12:33 pm tarafından cevat köksal
» DUDAKLARIN ÜRPERSEDE SÖYLESİN
Ptsi Ocak 07, 2013 12:22 pm tarafından cevat köksal
» Sevdiği kıza şiir yazdı....
Ptsi Ocak 07, 2013 12:08 pm tarafından cevat köksal
» Sevdiği kıza şiir yazdı....
Ptsi Ocak 07, 2013 11:55 am tarafından cevat köksal
» İstanbulda güzelmiş, senin kadar olmasa da
Salı Kas. 06, 2012 8:54 pm tarafından sudayisil