Sevgiliye önsöz

bir ummanda savrulurken rüzgara karışıp göz değmemiş yalanların kıyısında voltalara karışmaktı aşk
güz soran bakışlara adres tutan acemi tebessümleri yarı fiyatına gecelere satmaktı aşk
belkide dile düşmemiş bir masalın arka kapısından kaçmaktı
hesabı ödemeden ve günahı giyinmeden gönlümün duvarına.
tutamadığım sözdür aşk

şimdi düşlerimde ihanetin selası okunur
gözlerim yıkar onun sevdasını
unutulmuş birkaç kelimenin alnına değen bir gül yapragıdır
kokusuna önsözünü veren
dualarımı gözyaşına seren bir rüyadır aşk

uzanıpta tutamadığın dalıpta deryalarına ölümü kundakladığın
hasreti sılaya sardığın adını koyamadığın bir romandı aşk ......

senin gül rengini nasıl anlatsam beyazın masumluğuna siyahın dipsizliğine
yar nur-u ayn bense dilsizliğinden geliyorum acıların
tarifsizliğine uyar eşgalim.
sen sor söylesin beni dağlar
sen sor söylesin beni karakışlar
bir kardelen kesiğidir yaralı gülüşlerim
dokunsan kopacak kıyamet
dizlerinde eskittiğim bir uykuydu aşk

uyan gönülbeyazım kader şimdi geçti hasret sokağından
seni çalacak ruhumun beyazından
ama sen üzülme üzüm gözlerin bağından eylül çalan gecelere karışırda giderim yaralım
yaraların kefen giymemiş rengidir aşk .......





LivareN LayezaL